Yatan Hastalarda Beslenme

Yatan hastalarda beslenme, tedavi süreçlerinin altın öğesidir. Çünkü beslenme, sağlığın korunması ve kazanılmasında vücudun besinleri kullandığı bir süreçtir. Canlılığın sürdürülebilmesi, büyüme ve gelişmenin sağlanması için besin öğelerinin vücuda alınması ve vücut tarafından kullanılabiliyor olması gerekmektedir.

Besin öğeleri; protein, karbonhidrat, yağ, vitamin, mineral ve sudur. Alınan besin öğeleri; yaşam için gerekli enerji ve ısıyı, doku yenilenmesini, hücre yapımını, çeşitli metabolik faaliyetlerin oluşması ve devam etmesini, sıvı elektrolit dengesinin korunmasını sağlar. Bu olaylar, besinlerdeki organik ve inorganik maddeler sayesinde olur.

Beslenmede amaç; bireyin yaş, cinsiyet ve bulunduğu fizyolojik ortama göre gerekli besin öğelerini yeterli ve dengeli miktarda almasıdır. Tüm besin gruplarından vücut ihtiyacı kadar alınması, yeterli ve dengeli beslenmeyi oluşturur.

Yeterli ve dengeli beslenme, sağlığı olumlu yönden etkilerken; yetersiz dengesiz beslenme ve yanlış beslenme alışkanlıkları sağlığı olumsuz yönde etkiler. Çeşitli hastalıkların oluşumuna zemin hazırlarken sağlığın bozulduğu durumlarda hastalığa göre yapılan beslenme tedavileri de bu hastalıkların iyileşme sürecine katkı sağlar.

Hastalar hastanelerde, normal veya özel beslenme programları ile beslenir. Hasta olan bireylerde bazı grup besin ya da besinlerin kısıtlanması ve bu besinlerden alınan kalori değerinin diğer besinlerden sağlanması ile hastalığa yönelik tedavi edilir.

Yatan hastalarda beslenme diyet programı düzenlenirken bir beslenme uzmanı/ diyetisyen tarafından iyi bir anemnez alınmalı ve hasta bir bütün olarak değerlendirilmelidir.

 

Yatan hastalarda beslenme diyet programı hazırlarken nelere dikkat ediyoruz?

  1. Hastanın fiziksel açıdan değerlendirilmesi : Hastaların boy, kilo, kas ve yağ dokusu miktar ve oranları, ağızdan normal bir beslenme yapabiliyor mu, çiğneme yutma güçlükleri var mı vb. değerlendirmeler, diyet tedavisinin temelini oluşturur.
  2. Beslenmeye ait faktörlerin değerlendirilmesi : Beslenme bozukluğuna yol açan sağlık sorunları, alerjisi olan besinler, beslenme alışkanlıkları vb değerlendirmeler yapılarak hastanın genel beslenme durumu tartılarak oluşturulacak planın ana iskeleti hazırlanır.
  3. Hastanın medikal yönden değerlendirilmesi : Cerrahi bir opresyon var mı, tahlil sonuçlarındaki parametrelerin değerlendirilmesi, metabolik ihtiyacı artıran ya da azaltan yanık sepsis gibi durumlar var mı vb. değerlendirmeler ile de ana iskelete ayrıntılar işlenir.

 

Beslenme programı hazırlanırken hastanın günlük aktivitesi, ihtiyacı ve metabolizmal durumu, laboratuvar tetkik sonuçları vb. durumlarının mutlaka değerlendirilmesi gerekir. Tüm bunlar göz önünde bulundurularak hastanelerde yatan hastalarımıza uyguladığımız beslenme programları mevcuttur.

Operasyon öncesi ve sonrası kısa süreli bir açlığın ardından beslenmeye ilk olarak tavuk suyu, et suyu veya beyaz bir un çorbası ile başlanır. Sonrasında belli bulgular gözlemlenerek hastanın diyetinin ne şekilde ilerleyeceği belirilenir. Sindirim sisteminin sağlıklı çalıştığından emin olduğumuz hastaların diyeti yavaş yavaş açılır ve normal beslenme denenerek taburcu edilir.

Ancak bazı durumlarda bu beslenme tedavilerinin evde de devam ettirilmesi gerekir. Özellikle yaşlı hastalarımızda, kendi beslenmesini kendisinin sağlayamadığı durumlarda besinlere ek olarak kullandığımız ürünler mevcuttur. Bu hastaların yattıkları için enerji ihitiyaçları azalmış gibi görünse de enfeksiyonu olması  vb ek durumlar enerji ihtiyacını artırmaktadır. Bu hastalarda normal besinleri tüketmek zor olabilmektedir. Bu gibi durumlarda hacim olarak az; ancak içerik bakımından protein, yağ, karbonhidrat içeriği dengelenmiş lif, vitamin, mineraller ile desteklenmiş beslenme ürünlerimiz bulunmaktadır. Bu hastaların yaşam kalitesini artırmak, tadevi süresini kısaltmak, varsa malnütrisyonu (besin yetersizliği durumu) engellemek adına bu ürünler hayat kurtarıcı olabilmektedir. Bu ürünler ve besinler ile birlikte ağızdan alınanları olduğu gibi; yeme, yutma ,ağız yarası olan hastalarda kullanılması adına nazogastrik tüp gibi alternatif yöntemler de bulunmaktadır.

Yatan hastalarda uzun süreli yatarak tedavi görmelerinden kaynaklanan bası yaraları ya da bilinen adıyla yatak yaraları da ciddi problem teşkil etmektedir. Bu hastaları fizik tedavi ile desteklemek elzemdir. Bu yaraların iyileşmesini ve oluşmasını önlemek için protein tüketimini artırmak gerekmektedir. Bunun ile birlikte günlük sıvı ihtiyacı muhakkak karşılanmalıdır. Yukarıda bahsettiğim ürünlerin bu yaralar gibi durumlarda kullanılması adına glutamin ya da arjinin amino asiti ile desteklenmiş olanları mevcuttur. Glutamin ve onun ön maddesi olan arjinin yara iyileşme sürecini hızlandırmaya yardımcı olduklarından, yatak yaraları sorunun çözümünde de tercih edilebilirler. Bu ürünler, tıpkı ilaçlar gibi farklı özelliklere sahiptir ve hastalıklara özel olarak üretilirler. Dolayısı ile bu ürünlere başlamadan önce en uygun olan ürünün belirlenmesi, miktarlarının ve kullanım sürelerinin ayarlanması adına mutlaka bir uzmandan yardım almalısınız.

 

 

Sorularınız için DYT ASLIHAN ALTUNTAŞ

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir