Bulaşıcı olmayan hastalıklar çağımızın salgınlarıdır. Bu salgınların başında da çocukluk çağından itibaren toplumları tehdit eden hastalıkların başında obezite gelmektedir. Obezite, sağlığı bozacak şekilde vücutta anormal ve aşırı yağ birikmesidir. Obezite birçok kronik hastalığa öncülük eden ve tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. 1980 yılından beri obezite prevelensı 2 katından daha fazla artmıştır. 2008 yılında yapılan bir istatistiğe göre dünyada, 20 yaşın üzerinde 1.4 milyardan fazla fazla kilolu ve obez birey vardır. Obezitenin yani şişmanlığın belirilenmesi için Dünya Sağlık Örgütünün belirlemiş olduğu Beden Kitle İndeksi (BKİ) esas alınmaktadır. Optimum sağlığa sahip olmak için yetişkin bir bireylerin BKİ ortalaması 21- 23 kg/m 2 olmalıdır. Son yıllarda yapılan çalışmalar, vücutta bulunan yağ miktarı ile birlikte, yağın vücutta bulunduğu bölge ve dağılımı önem taşımaktadır. 2 tip yağ birikimi mevcuttur. Bunlardan birinicisi elma tipi, bel, üst karın vegöğüs bölgelerinde biriken yağ sonucu oluşan şişmanlık, ikincisi ise armut tipi; kalça uyluk ve bacaklarda yağ birikmesi sonucu oluşan şişmanlıktır. Bel/kalça oranı da karın bölgesindeki yağlanma hakkında bilgi veren en kolay yağ birikim ölçütlerindendir. Tek başına bel çevresi ölçümü de karın bölgesindeki yağ dağılımı ve sağlığın bozulma riskini gösteren bir veridir. Karın bölgesinde yağ birikmi insülin direnci, tip 2 diyabet (şeker)i hipertansiyon, dislipidemi ve koroner kalp hastalıklarına neden olan en etkili faktör olması nedeni ile önem taşımaktadır.
Obezite tedavi yöntemleri
1. Tıbbi beslenme tedavisi
2. Egzersiz tedavisi
3. Farmakolojik tedavi
4. Cerrahi tedavi
TIBBİ BESLENME TEDAVİSİ
Kilo verme tedavisi, biz diyetisyenler eşliğinde kişiye özel olarak tanımlanan beslenme reçeteleri ile yapılmaktadır ve duruma göre tedavi, dahiliye veya endokrinoloji doktorları; hatta bazen psikologlar ile birlikte yürütülmektedir. Hastalarımdan en çok duyduğum soru: ”Bu işin daha kısa bir yolu yok mu?” Aslına bakarsanız evet, çok daha kısa zamanda size muhteşem kilolar verdiren diyet sistemleri mevcut; ancak burada esas alınması gereken, verilen kiloların tekrardan alınmaması ve kiloların yağ deposundan verilmesidir. Eminim birçok diyet okumuş, görmüş ve belki de uygulamışsınızdır. Kendi başınıza uyguladığınız bu diyetler, metabolizmanızın dengesinin şaşmasına, birçok kez denenmesi ve kilonun korunamaması, motivasyonun azalmasına sebep olmaktadır. Herkes için işe yarayan diyet farklıdır. Gün içinde sürekli atıştırmayı alışkanlık haline getiren biri için 2 ya 3 öğünlük bir diyet programı kısa ömürlü olacaktır. Yahut makarna, ekmek tüketmekten çok zevk alan biri için bunları içermeyen diyetler de işkence haline gelebilmektedir. Bu sebep ile işe yarayan bir diyet arıyorsanız, kendinize en uygun beslenme programını bir uzman ile birlikte oluşturmalısınız, takibinizi aksatmadan kararlı adımlarla ilerlemelisiniz. Bu şekilde, en kısa zamanda en etkili zayıflama yöntemi ile istediğiniz fit vücuda kavuşur ve onu kaybetmemeyi de garantilemiş olursunuz. Egzersiz tedavisi de diyet tedavisinin ayrılmaz bir parçasıdır. Tedavisi sırasında kişiye özel egzersiz programları da planlanarak sağlıklı bir zayıflama süreci geçirmenize yardımcı olmaktayız. Bazı özel durumu olan hastalarımızda elbetteki fizyoterapist desteği de almaktayız.
İLAÇ TEDAVİLERİNE DİKKAT
Obezite tedavisinde kullanılacak ilaçlar hafif ve orta derecede ağırlık fazlalığı olan bireyler için uygun değildir. Kullanılan ilaçların, sağlık yönünden güvenirliliğinin saptanmış olması, obeziteye neden olan etiyolojiye uygun bir etki göstermesi, kısa ve uzun dönemde önemli yan etkisinin olmaması ve bağımlılık yapmaması ve bu tür ilaçların mutlaka hekim tavsiyesi ve kontrolünde kullanılması gerekliliği büyük önem taşımaktadır. Obezite tedavisinin başarılı olması için hastanın ilaç tedavisinin yanı sıra tıbbi beslenme tedavisi ve egzersiz tedavisini sürdürmeyi kabul etmesi ve düzenli olarak kontrollere gelmesi gerekmektedir.
Besinler ilacınız olsun…